28 Ağustos 2016 Pazar

CİA’nin Yasal Penceresi NED 3

Troçkist strateji

   NED, kuruluş aşamasında (1984) Allen Weinstein, sonra da dört yıl boyunca John Richardson (1984-88) ve son olarak da Carl Gershman tarafından yönetildi (1998’den beri).


   Bu üç adamın, üç ortak noktası bulunuyor. Üçü de Yahudi, Social Democrats USA adlı Troçkist partinin eski militanı ve Freedom House’da çalışmışlar. Bunun bir mantıklı açıklaması var: Stalinizme duydukları nefret nedeniyle kimi Troçkistler, Sovyetlerle mücadele etmek için CİA’ye katıldılar. Beraberlerinde, « renkli devrimlere » ve « demokratikleşmeye » aktardıkları dünya ölçeğinde iktidarın ele geçirilmesi teorisini de getirdiler. Troçkist kutsal söylemi Antonio Gramsci tarafından analiz edilen kültürel mücadeleye uyarladılar: iktidar güçten çok bilinçle ilgilidir. Kitleleri yönetmek için, öncelikle bir seçkin grubunun onlara egemen olan iktidarı kabullerini programlayan bir ideoloji aşılaması gerekir.

Amerikan Uluslararası İşçi Dayanışması Merkezi (ACILS)




   Solidarity Center adıyla tanınan, NED’in sendikal kolu ACILS, çok uzaktan bakıldığında onun başlıca kanalıdır. Vakfın bağışlarının yarısından fazlasını dağıtmaktadır. Soğuk Savaş süresince Vietnam’dan Angola’ya, Fransa’dan Şili’ye dünyadaki komünist olmayan sendikaları yapılandırmaya hizmet eden önceki kuruluşların görevini devralmıştır.

  CİA’nın programını gizlemek için sendikacıların tercih edilmesi, benzeri görülmemiş bir ahlak bozukluğudur. « Dünyanın bütün işçileri birleşin! » Marksist sloganının çok uzağında kalan ACILS, ABD’li işçi sendikalarını diğer ülkelerin işçilerini ezen emperyalizmle birleştirmektedir.

  Bu yan kuruluş, 1948 yılından 1989’daki ölümüne kadar, çok renkli bir kişiliğe sahip olan Irving Brown tarafından yönetildi.


Irwing Brown, 1981 yılında İşçi Gücü genel sekreteri André Bergeron’un yardımcılığı görevine Jean-Claude Mailly’yi getirir. Mailly, faaliyetlerini CİA sayesinde finanse ettiğini kabul edecektir. Mailly, 2004 yılında İşçi Gücü’nün Genel Sekreteri olur.


  Bazı yazarlar, Brown’un bir beyaz Rus’un, yoldaş Aleksandr Kerenski’nin oğlu olduğunu söylüyorlar. Kesin olan bir şey varsa, İkinci Dünya Savaşı sırasında ABD’nin gizli servisi OSS’nin ajanı olarak çalışmış ve CİA ve NATO’nun Gladyo ağının kuruluşunda görev almıştır. Doğrudan kuruluşun yönetiminde yer almayı reddetmiş ve kendi uzmanlık alanı olan sendikalar konusuna yoğunlaşmayı tercih etmiştir. Washington’a değil, ama İtalya ve Fransız kamuoyunda özel bir etki yaratacak şekilde Roma’ya, ardından da Paris’e yerleşmiştir. Yaşamının son günlerinde, Fransız İşçi Gücü sendikasını el altından yönetmekle, öğrenci sendikası UNI (ki bu sendikada Nicolas Sarkozy ve Michèle Alliot-Marie ve Millet Meclisi Başkanı Bernard Accoyer ve Parlamento Çoğunluk Grubu Başkanı Jean-François Copé görev almışlardır) ve sol kesimde aralarında Jean-Christophe Cambadelis ve geleceğin Başbakanı Lionel Jospin’in de bulunduğu bir küçük Troçkist grubun üyelerini şahsen eğitmekle öğündü.

  90’lı yılların sonunda, AFL-CIO konfederasyonu üyeleri, ACILS’in gerçek faaliyetlerine ilişkin hesap verilmesi talebinde bulundular, oysa bu sendikanın birçok ülkede suç işlediği birçok belgeyle ortaya konulmuştu. Bu büyük itiraftan sonra işlerin değiştiğine inanılabilirdi. Ancak hiç de öyle olmadı. ACILS 2002 ve 2004 yılında, Venezüella’da Devlet Başkanı Hugo Chavez’e karşı gerçekleştirilen başarısız darbe girişimine ve Haiti’de Cumhurbaşkanı Jean-Bertrand Aristide’e karşı bu kez başarılı olan darbeye aktif bir şekilde katıldı.

   ACILS, bugün kendisi de Social Democrats USA adlı Troçkist Parti kökenli olan AFL-CIO konfederasyonunun eski Başkanı John Sweeney tarafından yönetilmektedir.

Özel Girişim Uluslararası Merkezi (CIPE)



   Uluslararası Özel Girişim Merkezi (CIPE), liberal kapitalist ideolojinin yayılması ve yolsuzluğa karşı mücadele konuları üzerine odaklanıyor.

   CIPE’nin ilk başarısı, 1987 yılında European Management Forum –Avrupalı büyük patronlar kulübü-‘un World Economic Forum –uluslarötesi yönetici sınıfın kulübü-‘a dönüştürülmesi olmuştur. İsviçre’deki Davos kayak istasyonunda gerçekleştirilen, Gotha global ekonomik ve siyasal büyük yıllık buluşması, bir ulusal kimlik ötesi sınıf aidiyetinin pekiştirilmesine yol açmıştır.

   CIPE, Davos’taki Forum ile hiçbir yapısal bağının olmamasına özen göstermektedir ve World Ekonomik Forum’un CİA tarafından araçsallaştırıldığını –en azından şimdilik- kanıtlamak mümkün değildir. Aksi ile kanıtlamak gerekirse, Davos sorumluları, bazı siyasi liderlerin, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi’nde planlanan operasyonlardan ibaret olan büyük öneme sahip olayları oynamak üzere onların Ekonomik Forumunu neden kullandığını açıklamakta bir hayli zorlanacaklardır. Örneğin 1988 yılında, Yunanistan ve Türkiye –BM’de değil- Davos’ta barışmışlardır. 1989 yılında, iki Kore Bakanlar düzeyindeki ilk toplantılarını ve iki Almanya ise birleşme yolundaki ilk zirvelerini yine Davos’ta gerçekleştirirler. 1992 yılında, Frederik de Klerk ve Nelson Mandela Davos’a birlikte gelip Güney Afrika için tadarladıkları ortak projelerini açıklarlar. Yine daha inanılmazı, 1994 yılında, Oslo mutabakatı sonrasında, Şimon Peres ve Yaser Arafat Davos’ta müzakere için bir araya gelirler ve mutabakatın Gazze’de ve Eriha’da uygulamasına ilişkin protokolü imzalarlar.

   Forum ve Washington arasındaki bağlantı, herkesin bildiği gibi, Dışişleri Bakanlığı çalışanları meslek derneği eski müdiresiyken, CIPE’yi yöneten ABD Ticaret Odası Vakfının Müdiresi olan Susan K. Reardon sağlamaktadır.

   Uluslararası Özel Girişim Merkezi’nin bir diğer başarısı da Transparency International’dır. Bu « STK » resmi olarak, aynı zamanda CIPE’nin de yöneticisi ve halen FBI’nin istihbaratçılarının işe alım sorumlusu ve özel istihbarat ajansı Fairfax Group’un Genel Müdürü olan, ABD askeri istihbarat subayı Michael J. Hershman tarafından kurulmuştur.

   Transparency International, her şeyden önce CİA’nin ekonomik istihbarat faaliyetleri için kullandığı bir paravan kuruluştur. Aynı şekilde, Devletleri pazarlarını dışa açmak üzere yasalarını değiştirmeye ikna etmek için kullanılan bir iletişim aracıdır.

   Transparency International’ın kökenini gizlemek için CIPE, Dünya Bankasının eski basın yayın müdürü yeni-muhafazakar Frank Vogl’un bilgilerinden yararlanma yolunu seçer. Vogl, sivil toplum kökenli bir dernek izlenimi vermeye hizmet edecek bir şahsiyetler Komitesi kurdu. Bu vitrin komitesi, eşi 2004 ve 2009 yılları arasında SPD’nin Federal Almanya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı adayı olan, Dünya Bankasının Doğu Afrika’daki eski müdürü Peter Eigen tarafından yönetilmiştir.

  Transparency International’in çalışmaları ABD çıkarlarına hizmet ediyor ve hiç de güvenilir değil. Sözde STK, 2008 yılında, Venezüella Devlet Petrolleri Şirketi PDVSA’daki yolsuzlukları ifşa ediyor ve tahrif edilmiş haberlerden hareketle bu kurumu dünya kamu şirketleri sıralamasında son sıraya yerleştiriyordu. Amaç tabii ki, Devlet Başkanı Hugo Chavez’in anti-emperyalist politikasının ekonomik temelini oluşturan bir şirketin itibarını sabote etmekti. Basının yönlendirirken suçüstü yakalanan Transparency International, Latin Amerika basınının sorularını cevaplandırmayı ve raporunu düzeltmeyi reddetti. CIPE’nin Venezüella temsilcisi Pedro Carmona’nın, 2002 yılında ABD tarafından Hugo Chavez’e karşı gerçekleştirilen darbe sırasında iktidara yerleştirildiğini hatırladığımızda bu durum hiç de şaşırtıcı değildir.

 Transparency International, medyaların dikkatini ekonomik yolsuzluk üzerinde odaklayarak, yönetici seçkinlerin Anglosaksonlar yararına siyasi yolsuzluğu NED’in faaliyetlerini bir şekilde gizlemektedir.

Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsü (IRI) ve Uluslararası İlişkiler için Ulusal Demokratik Enstitüsü (National Democratic Institute for International Affairs – NDI)



  Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsü (IRI) sağcı partilere rüşvet vermesiyle tanınırken, Uluslararası İlişkiler için Ulusal Demokratik Enstitüsü (NDI) sol partilerle ilgilenir. Birincisinin Başkanı John McCain, ikincisinin ise Madeleine Albright’tir. Dolayısıyla bu iki şahsiyetin birer basit siyasetçi, muhalefet lideri ve bilge emekli olarak değil ama Ulusal Güvenlik Konseyinin aktif sorumluları olarak algılanmaları gerekir.




   IRI ve NDI, dünyadaki başlıca siyasi partileri eğitmek için, Liberal Enternasyonal ve Sosyalist Enternasyonal’i kontrol etmekten vazgeçmiştir. Onların yerine Uluslararası Demokratik Birlik (IDU) ve Demokratların İttifakı (AD) gibi rakip örgütler kurmuşlardır. Birinci kurumun Başkanlığını Avustralyalı John Howard yürütmektedir. Adil Dava (Правое дело)‘dan Rus Leonid Gozman Başkan Yardımcısıdır. İkincisi ise İtalyan Gianni Vernetti tarafından yönetilmekte, eşbaşkanlığını ise Fransız François Bayrou yapmaktadır.

   IRI ve NDI aynı zamanda Avrupa’daki büyük siyasi partilere (Almanya’da altı, Fransa’da iki, Hollanda’da bir ve bir tanesi de İsveç’te) bağlı siyasi vakıflardan da destek almaktadır.

  Bunun dışında, kimi operasyonlarda, son olarak Afganistan’daki hileli seçimleri düzenleyen Democracy International Inc. gibi, bazı gizemli özel şirketlerin taşeronluğundan da yararlanılmaktadır.


Rahm Emanuel’in eski yardımcısı ve NDI’nin bugünkü sorumlusu Tom McMahon, Sosyalist Partinin ön seçimlerini düzenlemek için Fransa’ya geldi.


  Bunlar kulağa hiç de hoş gelmiyor. ABD, dünyadaki büyük siyasi partilerin ve sendikaların birçoğuna rüşvet dağıttı. Sonuç olarak, destekledikleri « demokrasi », her ülkenin iç sorunlarını –özellikle kadın ya da eşcinsel hakları gibi toplumsal sorunları- tartışmak ve tüm uluslararası sorunlarda Washington’la birlikte hareket etmeyi gerektirmektedir.

  Seçim kampanyaları, NED’in kimisine hiç sunmamakla birlikte bazılarına ihtiyacı olan mali imkanları sunarak casting’ini oluşturduğu gösterilere dönüştüler. NED, kendisiyle aynı uluslararası ve savunma politikasını izlemesi kaydıyla bir kampı ya da bir diğerini alternatif olarak desteklediği için, ardışıklık kavramı bile anlamını kaybetmiştir.

   Günümüzde Avrupa Birliği ve diğer yerlerde demokrasinin yaşadığı krizden şikayet edilmektedir. Bunun açık bir şekilde sorumlusu NED ve ABD’dir. Peki, John McCain gibi başlıca muhalefet liderinin aslında Ulusal Güvenlik Konseyinin memuru olduğu, ABD gibi bir rejimi nasıl nitelemeliyiz? Kesinlikle demokrasi olarak değil.

Thierry Meyssan
Çeviri
Osman Soysal
Kaynak
Odnako (Rusya)

Bu makale ilk olarak Rus dergisi Odnako’nun 35nci sayısında (27 Eylül 2010 tarihli) yayınlanmıştır.

CIA'nın Yasal Penceresi NED 1

CIA'nın Yasal Penceresi NED 2