31 Ağustos 2015 Pazartesi

ULUSAL DEVLETİN YIKIMI ve SOL TAVIR 3



Yaşasın ! Teslim Oluyoruz !

   Avrupa’daki ulusal devlet krizi, emperyalist dönemin, Robert Cooper’dan yaptığımız alıntıda öngördüğü gibi basitçe yeniden ortaya çıkışı ile karşı karşıya olmadığımızı göstermektedir. Eskiden, yani 19.ve 20.yüzyılda, eski dünyanın egemenleri Güney Amerika, Afrika ve Asya’da koloni imparatorluklarını kurmuşlardı. Bugünse geçmişin haydutları da küresel yeniden yapılanmanın altında kalmaktadır. Küreselleşme olarak adlandırılarak tehlikesiz gösterilmeye çalışılan süreç, sadece Batılı büyük devletlerin dış politikasının radikalleşmesi ya da bilinen Kuzey Güney çatışmasının ötesinde, merkez kapitalist ülkelerde de köklü değişimlere neden olmaktadır.

   Avrupalı uluslara diz çöktürmek için askeri yöntemleri kullanmaya gerek yoktur; onlar, bu diz çöküşten karlı çıkan süper zenginlerin insiyatifi ile gönüllü olarak teslim olmaktalar. Büyük semaye, egemenlik haklarının Brüksel’e devrini kendisi yürütmektedir. Brüksel’deki karar alma süreçleri, demokratik bir şekilde kontrol edilememekte ve bu nedenle lobiler tarafından daha kolay yönlendirilebilmektedir.

   Avrupa Birliği, bu şekilde devletlerin içini adım adım boşaltmaktadır. Ulusal para birimleri ortadan kalkmakta, ulusal iktisat politikası Brüksel’in vasiliğine emanet edilmekte, ulusal parlamentolar gün geçtikçe daha az konu hakkında karar alabilmektedir. Avrupa hukuku, ulusal hukuktan üstündür. Burada özel olan durum, Avrupa Birliği’nin, devletlerin yerine yeni bir süper devlet kurmaması ve daha ziyade devlet karşıtı bir yapı oluşturarak, ortak bir politikayı mümkün kılmak yerine zorlaştırmasıdır. Bu gelişme, 2003 yılındaki Irak savaşında açıkça gözlenmiştir: Eski Avrupa’nın savaşa karşı olan tutum ve girişimleri, Avrupa Birliği’nin organlarında Birleşik Devletler’in Truva atları tarafından engellendi.


   Fransa’da yirmi seneye yakın bir süre farklı sol hükümetlerde bakanlık yapan Jean-Pierre Chevenement’in de belirttiği gibi, Avrupa Birliği “küreselleşmenin röle istasyonu” gibi çalışmaktadır. Birlik, bir denizanası gibi kıtanın üstünden doğuya doğru hareket etmekte, mevcut tüm politik yapıları yutmakta ve geriye bürokratların salyasını bırakmaktadır. Bu kaygan zeminde, askeri üsler, işkence merkezleri ve Birleşik Devletler ordusuna ait füze üsleri sürekli olarak bir sonraki düşmana, yani Rusya’ya yaklaşmaktadır.

ULUSAL DEVLETİN YIKIMI ve SOL TAVIR 2